Alamut Kalesi ve Semerkant

Alamut Kalesi, daha önce sadece adını bildiğim Hasan Sabbah ile ilgili birçok detay öğrendiğim kitap oldu. Hasan Sabbah (kitapta Seyduna diye bahsediliyor) kurduğu Haşşasinler örgütünü kullanarak dünyaya hükmetmeye kalkmış, kendini peygamber olarak tanıtarak bir çok taraftar kazanmış, fedailerine cenneti vaadetmiş biri. Alamut kalesinde kendi askerlerini yetiştiriyor eğitiyor ve cennetin anahtarının kendisinde olduğunu iddia edip yetiştirdiği fedaileri korkunç cinayetler işlemek üzere görevlendiriyor. Alamut kalesinde yapay bir cennet oluşturuyor ve fedailerine uyuşturucu vererek oraya gönderiyor, fedailer de gerçekten kendilerini cennette sanıp seydunaya daha da inanıyorlar ve her istediğini gözleri kapalı yerine getiriyorlar. Ölsek bile nasıl olsa cennete gideceğiz diye kendilerini öldürmekten bile çekinmiyorlar.
Tarihi olayların roman havasında anlatıldığı kitapları zevkle okuyorum. Şimdi Alamamut Kalesini çok merak ediyorum, sarp kayaların üzerinde, uçurumların tepesinde kimsenin kolay kolay ulaşamayacağı bi yer. Hasan Sabbah gerçekten çok akıllı bi adammış... Keşke bu kadar zeki bir insan iyi ve faydalı şeyler yapsaydı ve günümüze güzel eserler bıraksaydı...


Semerkant; Ömer Hayyam, Vezir Nizam-ül Mülk ve Hasan Sabbah'ın yaşadığı; Büyük Selçuklu Devleti ile Karahanlı Devleti mücadelelerin ve mezhep kavgalarının olduğu 11. yüzyılda başlıyor. Ömer Hayyam'ın Semerkant'tan, Selçuklu başkenti İsfahan'a olan hikâyesini anlatıyor. Tabi gelirken yolda Hasan Sabbah'la tanışıyor. Onu vezir Nizam-ül Mülk'e öneriyor ve Hasan Sabbah saraya girmeyi başardıktan sonra Nizam-ül Mülk'ten kurtulmaya çalışıyor. Bunu anlayan vezir onu büyük bir ustalıkla bertaraf ediyor.

Alamut Kalesi'ni okurken Nizam-ül Mülk ve Hasan Sabbah'ın aralarının neden bozulduğundan bahsedilmiyordu. Niye bir zamanlar dostken düşman olmuşlar diye düşünüyordum bu sorumun cevabını Semerkant'ta aldım. Alamut Kalesi'nde dost diye yazıyordu ama aralarında büyük bir yaş farkı vardı ve hiç bir zaman dost olmamışlardı.

Kitapta Nizam-ül Mülk'ün zekasına hayran kalmamak elde değil. Siyaset konusunda çok başarılı bir vezir ve zaten ölmeden önce ünlü "Siyasetname"yi yazıyor. Hasan Sabbah'ın vezire olan öfkesi onun haşşaşinleri kullanarak Nizam-ül Mülkü öldürtünceye kadar devam ediyor. Bu öykü, Ömer Hayyam'ın Rubaiyat'ının Hasan Sabbah'ın ajanlarının eliyle Alamut Kalesine taşınmasıyla bitiyor.

İkinci uzun bölüm ise Fransız asıllı Amerikalı gazeteci Benjamin O. Lesage'in 20. yüzyıl'ın başında İran'a Şahlık rejimi dönemindeki ziyaretlerini ve bu sıradaki İran üstündeki emperyal politikaları anlatıyor. Kitabın bu kısmı bana sıkıcı geldi. Ben Ömer Hayyam dönemini daha ilginç ve etkileyici buldum. Bu bölümde de tabiki İran ile ilgili bilmediğim bi çok şey öğrendim ama fazla etkilenmedim.

Kitap, Rubayiat'ın Titanik'te taşınırken batıp, kaybolmasıyla bitiyor.

Bu iki kitap arasındaki ortak konular beni hiç bilmediğim bir dönem hakkında oldukça bilgi sahibi yaptı diyebilirim, kitaptan sonra netten de bu konuyla ilgili şeyler okumaya başladım. Tabi eşim de... İran'ı ve Alamut Kalesini merak eder olduk. İnşallah bir gün oraları, Semerkant'ı, İsfahan'ı görme fırsatımız olur. Okumayanlara tavsiye ederim.

Yorumlar

laleninbahcesi dedi ki…
Semerkantı iki kez okudum. Bir iki yıl geçssin yine okurum. İki zamanı birleşirmesi çok hoşuma gitmişti. Aynı yazarın Doğunun Limanlarını da okumanızı tavsiye ederim.
leyya dedi ki…
yukarıdaki kitabı görünce size semerkant'ı tavsiye edecektim aşağıya inince gördüm kitabımı:)her ikisi de çok iyi seçim.amin maalouf'un diğer kitaplarını okudunuz mu bilmem ama okunmadıysa mutlak okuyun derim çoğunda çok ilgi uyandıran ülkeler,kültürler sözkonusu.selam.
evcilik dedi ki…
merhaba şeker bulutu,çok hoş kitaplar ikisini de okumuştum hatta yurt yayınlarının bu serisini tamamen önerebiliririm aynı seriden mavi yunuslar sarayını da şiddetle tavsiye ederim.bura da bir sürü girit asıllı türk olduğu için onların tarihi ile ilgili bir kitabı okumaktan zevk almıştım..
selamlar,sevgiler..
sekerbulutu dedi ki…
lalenin bahçesi,doğunun limanlarını bende okumayı düşünüyorum ama önce sırada afrikalı leo var

leyya, evet farklı ülkeleri anlatıyormuş bende amin malouf okumaya yeni başladım:)

evcilik, gerçekten hoş kitaplarmış:) mavi yunusları da en kısa zamanda okumak isterim
DAISY DESIGN dedi ki…
isfahan süüpermiş.gidenler ooyle dıoor...
sekerbulutu dedi ki…
daisy design, o zaman görmek lazım
Adsız dedi ki…
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Adsız dedi ki…
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Adsız dedi ki…
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

Bu blogdaki popüler yayınlar

beyaz gömleğim

İSKENDER PALA : MİHMANDAR